K ve KY* harfinden bazı kelimeler
kada: Kadar.
kamli: Çay filizi.
kavara: Gaz, yellenme (argo).
kebair, kyebair (Arp.): Çok büyük.
kekul: Kâkül.
kerez: Kiraz.
kesilmek: Kurban olmak (bkz. ünlemler)
kindi: İkindi.
kocaman: Yaşlı (erkek).
koʒantara (koçantara): Danaburnu.
kofi: Sağır.
koxlidi (kohlidi): Sümüklü böcek.
kokali: Dizden aşağısı.
koloti peyniri:
kolistara: Kertenkele.
koliva: Mısır.
koma: Yolun kenarındaki yokuş, bayır veyâ uçurum.
koma kudus: Delice (akan).
komsilamak: İspiyonlamak.
koncoloz: Kocakarı soğukları.kopadi: Kendir ipi.
kopel, kopeli (Laz.): Anası babası belli olmayan, piç.
korkoti: 1. Kalın, iri. 2. Mısır kırması.
korme, kormi: Kütükten oturak. Tabure.
korpadi: Kısa ve iri.
kotori (Laz.): Sıçmak.
kovermek: 1. Bırakmak. 2. Salmak, salıvermek.
krizma etmek: Derin kazmak.
kuʒkun (kuçkun): Kalça.
kuʒkun kirilmasi: Kalçaların ağırması.
kuʒuk (kuçuk): Küçük.
kukari: 1. Ucu çatallı değnek. 2. Eğri.
kukma (Hemşin): Gügüm.
kukudi: Baykuş (?).
kukul: File.
kukuli: Ponpon.
kukuş:
kumbuli: Tepeleme doldurma. /^\ <<bu şekilde.
kumuşi, kumişi: Kestanenin dikenli dış kısmı, kabuğu.
kunduri: Tabure.
kupas koymak: Yüzükoyun koymak.
kupli: Kilit, asma kilit.
kuplika: Hıçkırık.
kutali: Sopa, odun parçası.
kutuli baş: Yalnız, tek başına.
kuvari: Kuru incir.
kuviʒa, kuyiʒa (kuviça, kuyiça): Meyve toplama sepeti.
kuyis: 1. Bağırmak. 2. Çığlık atmak.
kuzine: Fırınlı soba
kokali: Diz.
kyoy: Köy.
___________________
kada: Kadar.
kamli: Çay filizi.
kavara: Gaz, yellenme (argo).
kebair, kyebair (Arp.): Çok büyük.
kekul: Kâkül.
kerez: Kiraz.
kesilmek: Kurban olmak (bkz. ünlemler)
kindi: İkindi.
kocaman: Yaşlı (erkek).
koʒantara (koçantara): Danaburnu.
kofi: Sağır.
koxlidi (kohlidi): Sümüklü böcek.
kokali: Dizden aşağısı.
koloti peyniri:
kolistara: Kertenkele.
koliva: Mısır.
koma: Yolun kenarındaki yokuş, bayır veyâ uçurum.
koma kudus: Delice (akan).
komsilamak: İspiyonlamak.
koncoloz: Kocakarı soğukları.kopadi: Kendir ipi.
kopel, kopeli (Laz.): Anası babası belli olmayan, piç.
korkoti: 1. Kalın, iri. 2. Mısır kırması.
korme, kormi: Kütükten oturak. Tabure.
korpadi: Kısa ve iri.
kotori (Laz.): Sıçmak.
kovermek: 1. Bırakmak. 2. Salmak, salıvermek.
krizma etmek: Derin kazmak.
kuʒkun (kuçkun): Kalça.
kuʒkun kirilmasi: Kalçaların ağırması.
kuʒuk (kuçuk): Küçük.
kukari: 1. Ucu çatallı değnek. 2. Eğri.
kukma (Hemşin): Gügüm.
kukudi: Baykuş (?).
kukul: File.
kukuli: Ponpon.
kukuş:
kumbuli: Tepeleme doldurma. /^\ <<bu şekilde.
kumuşi, kumişi: Kestanenin dikenli dış kısmı, kabuğu.
kunduri: Tabure.
kupas koymak: Yüzükoyun koymak.
kupli: Kilit, asma kilit.
kuplika: Hıçkırık.
kutali: Sopa, odun parçası.
kutuli baş: Yalnız, tek başına.
kuvari: Kuru incir.
kuviʒa, kuyiʒa (kuviça, kuyiça): Meyve toplama sepeti.
kuyis: 1. Bağırmak. 2. Çığlık atmak.
kuzine: Fırınlı soba
kokali: Diz.
kyoy: Köy.
___________________
*Lazca'nın Fındıklı, Arhavi ve Hopa diyalektlerinde kullanılır. K (ince okunur) ve Y seslerinin birlikte çıkartılmasından elde edilir. Lazca'da â, ö ve ü sesleri olmadığı için onları karşılar. Örneğin: "kyolapi (yukarı yolla)=kölapi" gibi. Aynı kullanım yukarıdaki kelimelerde de vardır.
Kafan miguzel senin ne şivesi dil bunlar
YanıtlaSilDaçxurişa Xeleri, her kelime illâ bir dilden alınmak zorunda değil. Guri qai-te.
Sil