Z harfinden bazı kelimeler
zerdali: Tüysüz sert şeftali, nektar.
zotozot: İnadım inat, dediğim dedik.
zubut: Yüzü beş karış.
zerdali: Tüysüz sert şeftali, nektar.
zotozot: İnadım inat, dediğim dedik.
zubut: Yüzü beş karış.
4 Temmuz 2012 Çarşamba
"Y" harfinden bazı kelimeler
Y harfinden bazı kelimeler
yirmak: Irmak.
yığne: İğne.
yiri: İri, büyük, kocaman.
yomurta: Yumurta.
yuklamak: Uyumak.
yirmak: Irmak.
yığne: İğne.
yiri: İri, büyük, kocaman.
yomurta: Yumurta.
yuklamak: Uyumak.
"V" harfinden bazı kelimeler
V harfinden bazı kelimeler
vardani göz: İri göz.
volayi, vollayi: Vallahi.
voroslamak: Yaş birşeyin kuruması.
viʒe (viçe) (Laz.): Fındıklı ilçesi.
vardani göz: İri göz.
volayi, vollayi: Vallahi.
voroslamak: Yaş birşeyin kuruması.
viʒe (viçe) (Laz.): Fındıklı ilçesi.
"U" harfinden bazı kelimeler
U harfinden bazı kelimeler
uleyin: Öğle, öğleyin.
uskuli: Ağarmış (saç).
usti donmek: Başı dönmek.
urmak: Vurmak.
uyuğu gelmek: Uykusu gelmek.
uleyin: Öğle, öğleyin.
uskuli: Ağarmış (saç).
usti donmek: Başı dönmek.
urmak: Vurmak.
uyuğu gelmek: Uykusu gelmek.
"T" harfinden bazı kelimeler
T harfinden bazı kelimeler
taxra (tahra) burn: Eğri burun.
tamli: Çay bitkisi, çalısı.
tekluk: Kabız.
teşçi, teşki, teşkyi: Keşke.
tikilamak: Teşvik etmek.
timya (Laz.): Az, nadir bulunan. Çok olmayan. (Örn. "Timya midu, az daha koy da!?" bir yemek az konulduğunda, yemeği koyana kızma ifadesidir.)
tintini tintini: Yavaş yavaş, ağır ağır.
toka yapmak: Tokalaşmak.
tomon: Otluk.
tupislamak: Tüylerini yolmak.
turçi: Türkü.
Turk: Türk.
ťraxuli (trahuli) (Limanköy): Bir çeşit ot. Orman çılıhtası* yemeğinde kullanılır. bk. liťa
taxra (tahra) burn: Eğri burun.
tamli: Çay bitkisi, çalısı.
tekluk: Kabız.
teşçi, teşki, teşkyi: Keşke.
tikilamak: Teşvik etmek.
timya (Laz.): Az, nadir bulunan. Çok olmayan. (Örn. "Timya midu, az daha koy da!?" bir yemek az konulduğunda, yemeği koyana kızma ifadesidir.)
tintini tintini: Yavaş yavaş, ağır ağır.
toka yapmak: Tokalaşmak.
tomon: Otluk.
tupislamak: Tüylerini yolmak.
turçi: Türkü.
Turk: Türk.
ťraxuli (trahuli) (Limanköy): Bir çeşit ot. Orman çılıhtası* yemeğinde kullanılır. bk. liťa
"Ş" harfinden bazı kelimeler
Ş harfinden bazı kelimeler
şafkuli: Uzun saç.
şaravaz: Pekmez yapımında kullanılan, tahtadan îmal araç.
şepidi: Yaban arısı.
şokol: Mısır koçanının yaprakları.
şafkuli: Uzun saç.
şaravaz: Pekmez yapımında kullanılan, tahtadan îmal araç.
şepidi: Yaban arısı.
şokol: Mısır koçanının yaprakları.
"S" harfinden bazı kelimeler
S harfinden bazı kelimeler
sebi: Küçük çocuk.
sepuli: Sefil.
seyreklemek: Ekini ayıklamak.
siʒan (siçan)*: Sıçan, fare.
silahluk: Kemer.
silgemek: Az kullanmak. Esirgemek.
sitluk: Islık (çalmak).
suçut durmak (Arp.): Susmak. (Örn. Suçut dur! ; Sus!)
sumarluk: Geç alınan (sürüm).
sumara kalmak: Geç kalmak.
_____________
*ʒ harfinin telâffuzu için: "Ʒ" (ts/ ç) harfinden bazı kelimeler ya da http://www.lazuri.com/nenapuna/telaffuz.html
sebi: Küçük çocuk.
sepuli: Sefil.
seyreklemek: Ekini ayıklamak.
siʒan (siçan)*: Sıçan, fare.
silahluk: Kemer.
silgemek: Az kullanmak. Esirgemek.
sitluk: Islık (çalmak).
suçut durmak (Arp.): Susmak. (Örn. Suçut dur! ; Sus!)
sumarluk: Geç alınan (sürüm).
sumara kalmak: Geç kalmak.
_____________
*ʒ harfinin telâffuzu için: "Ʒ" (ts/ ç) harfinden bazı kelimeler ya da http://www.lazuri.com/nenapuna/telaffuz.html
"R" harfinden bazı kelimeler
R harfinden bazı kelimeler
raxna (rahna) (Laz.): Örümcek.
raxna ketane: Örümcek ağı.
Remezan: Ramazan.
Rebbi: Rabbi. (Örn: Ya Rebbi ; Yâ Rabbi!)
rozcar: Rüzgâr.
raxna (rahna) (Laz.): Örümcek.
raxna ketane: Örümcek ağı.
Remezan: Ramazan.
Rebbi: Rabbi. (Örn: Ya Rebbi ; Yâ Rabbi!)
rozcar: Rüzgâr.
"P" harfinden bazı kelimeler
P harfinden bazı kelimeler
paʒatura (paçatura): Kocaman, büyük.
paʒi (paçi): Kız, genç veyâ küçük kız.
pafuli, papakudi (Pazar): Patlamış mısır.
papatika: Yeşil ve kahverengi renklerde, dokunulduğunda pis koku çıkaran, kanatlı bir böcek türü.
pardi: Büyük çakal.
patatis: Patates.
pelit: Peynir koloti.
pelkyi, pelki: Pileki.
pepeʒi (pepeçi): Üzüm şırasından yapılan, bir tür tatlı (Bazı yerlerde, pepe3 veya pepe3ura olarak da söylenir). Tarifi için tıklayın.
peton: Beton.
pezmurde: Pejmürde.
pifoli (Laz.): Fol, tavuğun yumurtlaması için (tavuğun yumurtladığı yere) bırakılan tek yumurta. (Lazca'sı: p̌ifoli)
pileçi, pileki: Taş tepsi.
pilita (Hemşin): bkz. kuzine.
pipili: Pipi (çocuklar için kullanılır).
piştof: Tüfek, tabanca.
pontul: Pantolon.
pormo: Erken alınan (sürüm).
pot domuzi: Yaşlanmış domuz.
puğar (Laz.): Pınar, çeşme.
puli: Bebek. (Örn. Çurt pulisi Kürt çocuğu.)puli: Civciv. (Lazca'da: p̌ulina, p̌uliǯa, ǯip̌uli)
purde: Üzümleri yiyen, gelincikten küçük fareye benzer bir hayvan.
purnik: Ermeni.
pusçuğut: Bisküvi.
putpara: Yırtık pırtık.
puurʒe (puurçe): Soya fasulyesi.
paʒatura (paçatura): Kocaman, büyük.
paʒi (paçi): Kız, genç veyâ küçük kız.
pafuli, papakudi (Pazar): Patlamış mısır.
papatika: Yeşil ve kahverengi renklerde, dokunulduğunda pis koku çıkaran, kanatlı bir böcek türü.
pardi: Büyük çakal.
patatis: Patates.
pelit: Peynir koloti.
pelkyi, pelki: Pileki.
pepeʒi (pepeçi): Üzüm şırasından yapılan, bir tür tatlı (Bazı yerlerde, pepe3 veya pepe3ura olarak da söylenir). Tarifi için tıklayın.
peton: Beton.
pezmurde: Pejmürde.
pifoli (Laz.): Fol, tavuğun yumurtlaması için (tavuğun yumurtladığı yere) bırakılan tek yumurta. (Lazca'sı: p̌ifoli)
pileçi, pileki: Taş tepsi.
pilita (Hemşin): bkz. kuzine.
pipili: Pipi (çocuklar için kullanılır).
piştof: Tüfek, tabanca.
pontul: Pantolon.
pormo: Erken alınan (sürüm).
pot domuzi: Yaşlanmış domuz.
puğar (Laz.): Pınar, çeşme.
puli: Bebek. (Örn. Çurt pulisi Kürt çocuğu.)puli: Civciv. (Lazca'da: p̌ulina, p̌uliǯa, ǯip̌uli)
purde: Üzümleri yiyen, gelincikten küçük fareye benzer bir hayvan.
purnik: Ermeni.
pusçuğut: Bisküvi.
putpara: Yırtık pırtık.
puurʒe (puurçe): Soya fasulyesi.
"O" harfinden bazı kelimeler
O harfinden bazı kelimeler
o: “Ey, hey!” anlamında ünlem.Örnek “O uşak!: Ey çocuk!”
oçuz: Öküz.
-opo: “-cık, cik” anlamında son ek. Örnek “kuçukopo: küçücük”
oriya: Orada.
o: “Ey, hey!” anlamında ünlem.Örnek “O uşak!: Ey çocuk!”
oçuz: Öküz.
-opo: “-cık, cik” anlamında son ek. Örnek “kuçukopo: küçücük”
oriya: Orada.
"N" harfinden bazı kelimeler
N harfinden bazı kelimeler
nağara: Nâra.
naka yumurtasi: Yeni büyümüş tavuğun (küçük) yumurtası.
nayla (Laz.): Genellikle evlerin dışında bulunan, içinde yiyecek saklanan yapı, kiler. Serander.
nemaz: Namaz.
nondi: Çok yavaş, beceriksiz.
nağara: Nâra.
naka yumurtasi: Yeni büyümüş tavuğun (küçük) yumurtası.
nayla (Laz.): Genellikle evlerin dışında bulunan, içinde yiyecek saklanan yapı, kiler. Serander.
nemaz: Namaz.
nondi: Çok yavaş, beceriksiz.
"M" harfinden bazı kelimeler
M harfinden bazı kelimeler
malez: Karpuz kabuğu, lahana vs. den inekler için hazırlanan yem.
Mapavri (Laz.): Çayeli.
marakos etmek: Mayışmak.
maraz: Epilepsi.
marko: Erkek kedi.
masti: Dişi kedi.
mizari: Cevizin dış (yeşil) kabuğu.
mol (l harfi kalın): Ağaç budaması, alaf (Hem.)
molayim: Mülayim.
momoli: Bir böcek.
mux (muh): Çivi.
mux (muh) burn: Uzun burun.
mux (muh) baş: Sivri baş.
munžur (muncur): Yanak.
muşmulla: Yenidünya.
malez: Karpuz kabuğu, lahana vs. den inekler için hazırlanan yem.
Mapavri (Laz.): Çayeli.
marakos etmek: Mayışmak.
maraz: Epilepsi.
marko: Erkek kedi.
masti: Dişi kedi.
mizari: Cevizin dış (yeşil) kabuğu.
mol (l harfi kalın): Ağaç budaması, alaf (Hem.)
molayim: Mülayim.
momoli: Bir böcek.
mux (muh): Çivi.
mux (muh) burn: Uzun burun.
mux (muh) baş: Sivri baş.
munžur (muncur): Yanak.
muşmulla: Yenidünya.
"L" harfinden bazı kelimeler
L harfinden bazı kelimeler
lagot: bk. Lapara.
lağus: Mısır.
laxmi (lahmi): Birçok sebzenin karıştırılıp inekler için pişirilen yemek.
laxo (laho) (Laz.): Mezgit.
langona: Kör yılan.laplup atmak: İleri geri konuşmak, atıp tutmak.
lenger: Bakırdan yapılmış büyük sahan.
likapa: Yaban mersini.
liťa: Bir çeşit ot. Orman çılıhtası* yemeğinde kullanılır.
lapara: Beceriksiz.
liva: Nemli hava.
lobiya (Laz.): Fasülye.
loxa (loha): Sıcak rüzgâr, lodos.
lunʒ: Mangala oyunu.
lagot: bk. Lapara.
lağus: Mısır.
laxmi (lahmi): Birçok sebzenin karıştırılıp inekler için pişirilen yemek.
laxo (laho) (Laz.): Mezgit.
langona: Kör yılan.laplup atmak: İleri geri konuşmak, atıp tutmak.
lenger: Bakırdan yapılmış büyük sahan.
likapa: Yaban mersini.
liťa: Bir çeşit ot. Orman çılıhtası* yemeğinde kullanılır.
lapara: Beceriksiz.
liva: Nemli hava.
lobiya (Laz.): Fasülye.
loxa (loha): Sıcak rüzgâr, lodos.
lunʒ: Mangala oyunu.
"Ǩ" harfinden bazı kelimeler
Ǩ* harfinden bazı kelimeler (*k harfinin kalın söylenişidir)
ǩevi [Arp. (قويّ)'den]: Sağlam.
ǩible: Kıble.
ǩiti ǩiti: Yavaş yavaş, ağır ağır.
ǩiz: Kız.
ǩizlin ǩizlin: Gizlice, gizli gizli.
ǩevi [Arp. (قويّ)'den]: Sağlam.
ǩible: Kıble.
ǩiti ǩiti: Yavaş yavaş, ağır ağır.
ǩiz: Kız.
ǩizlin ǩizlin: Gizlice, gizli gizli.
"I, İ" harflerinden bazı kelimeler
I, İ harflerinden bazı kelimeler
ikamak: Yıkamak.
ikanmak: Yıkanmak.
ikilmak, iǩilmak: Yıkılmak.
ilan (-i kısa): Yılan.
irak: Uzak.iskarpin: Ayakkabı.
İstambol: İstanbul.
ivedi: Hızlı, çarçabuk.
ikamak: Yıkamak.
ikanmak: Yıkanmak.
ikilmak, iǩilmak: Yıkılmak.
ilan (-i kısa): Yılan.
irak: Uzak.iskarpin: Ayakkabı.
İstambol: İstanbul.
ivedi: Hızlı, çarçabuk.
"H, X" harflerinden bazı kelimeler
H, X* harflerinden bazı kelimeler (*hırıltılı "h" sesidir, Arapça'daki 'خ' (hı) harfiyle aynı telaffuzdadır.)
habura: Burası.
hafta:Semt pazarının kurulduğu gün.
haloti: Balgam.
hambaksı: Âniden.
hambaksıya: Hemen.
hancaka: Ancak.
hane: Hani, nerede mânâsına gelen soru ünlemi.
he (demek): Evet (demek).
helbete: 1. Elbet, elbette. 2. Tabii ki.
hencami (Fars.): Elinden iş gelmeyen, beceriksiz kimse. (?)
hepiyi: Bayağı.
hepten: Tamâmen, bütünüyle.
horum, xorum (Laz.): Rum. Lazca'da "Yunan" anlamında da kullanılır.
xaxali (hahali): Barbunya.
xala, hala: Babanın, annenin kızkardeşi; amcanın, dayının karısı (teyze, yenge kullanılmaz).xamuʒara (hamuçara): Çilek.
xanker (hanker): Paslanmış, işi bitmiş.
xapsi (hapsi): Hamsi.
xarʒi (harçi): Fasulye kazığı, sırığı. (Örn: "Xarʒi kadar boylari var", söylenen kişinin çok uzun olduğunu belirtir.)
xayat (hayat): Hol, koridor.
xayin, hayin: Fazla, çok.
xedik (hedik): Kar üzerinde batmadan gezebilmek için ayağa giyilen, altı kalın iplerle örülü, etrâfı elipsvari kestane ağacından mâmul, yaklaşık 20x35 ebatında ayaklık, kar ayakkabısı.
xep yemek: İlaç almak, yutmak.
xerteş, xertoş (herteş, hertoş): Kepek.
xerteş (herteş) (Hemşin): Kepek.
xeteli (heteli): 1. Hurda. 2. Eski ayakkabı.
xoxol (hohol) olmak (Laz.): Birbirine karışmak, içiçe girmek.
xoxolis (hoholis): Karmakarışık.
xoxor (hohor): Baykuş.
xoxori (hohori) (Laz.): Karışmış, birbirine dolanmış.
xon etmek: Yakmak.
xoşmer (hoşmer): Mısırunu muhlaması.
Xustiyana (hustiyana) (Laz.): Aralık (ayı).
xurçi (hurçi): Mısır ağacının dalları kesildiğinde geriye kalan bölüm.
xutbin (hutbin): Kötü, yaramaz adam.
xutumi (khutumi): Gırtlak borusu.
xutupis (hutupis): Boğazlamak.
habura: Burası.
hafta:Semt pazarının kurulduğu gün.
haloti: Balgam.
hambaksı: Âniden.
hambaksıya: Hemen.
hancaka: Ancak.
hane: Hani, nerede mânâsına gelen soru ünlemi.
he (demek): Evet (demek).
helbete: 1. Elbet, elbette. 2. Tabii ki.
hencami (Fars.): Elinden iş gelmeyen, beceriksiz kimse. (?)
hepiyi: Bayağı.
hepten: Tamâmen, bütünüyle.
horum, xorum (Laz.): Rum. Lazca'da "Yunan" anlamında da kullanılır.
xaxali (hahali): Barbunya.
xala, hala: Babanın, annenin kızkardeşi; amcanın, dayının karısı (teyze, yenge kullanılmaz).xamuʒara (hamuçara): Çilek.
xanker (hanker): Paslanmış, işi bitmiş.
xapsi (hapsi): Hamsi.
xarʒi (harçi): Fasulye kazığı, sırığı. (Örn: "Xarʒi kadar boylari var", söylenen kişinin çok uzun olduğunu belirtir.)
xayat (hayat): Hol, koridor.
xayin, hayin: Fazla, çok.
xedik (hedik): Kar üzerinde batmadan gezebilmek için ayağa giyilen, altı kalın iplerle örülü, etrâfı elipsvari kestane ağacından mâmul, yaklaşık 20x35 ebatında ayaklık, kar ayakkabısı.
xep yemek: İlaç almak, yutmak.
xerteş, xertoş (herteş, hertoş): Kepek.
xerteş (herteş) (Hemşin): Kepek.
xeteli (heteli): 1. Hurda. 2. Eski ayakkabı.
xoxol (hohol) olmak (Laz.): Birbirine karışmak, içiçe girmek.
xoxolis (hoholis): Karmakarışık.
xoxor (hohor): Baykuş.
xoxori (hohori) (Laz.): Karışmış, birbirine dolanmış.
xon etmek: Yakmak.
xoşmer (hoşmer): Mısırunu muhlaması.
Xustiyana (hustiyana) (Laz.): Aralık (ayı).
xurçi (hurçi): Mısır ağacının dalları kesildiğinde geriye kalan bölüm.
xutbin (hutbin): Kötü, yaramaz adam.
xutumi (khutumi): Gırtlak borusu.
xutupis (hutupis): Boğazlamak.
"F" harfinden bazı kelimeler
F harfinden bazı kelimeler
fafatura: Kelebek.
feʒan (feçan): Mezarlığa dizilen tahta.
feretiko: Tezgâhta kendir ipiyle dokunan beyaz bez.
fi etmek: Sümkürmek (çocuklar için kullanılır).
fitra: Küçük mısır.
fitruka: Kestane. Filizlenmiş kestane.
fufudi: Sivilce.
fufuka, fufuku: Böğürtlen.
fuşçi, fuşki: Bok.
fraxti (frahti): Tümsek.
fafatura: Kelebek.
feʒan (feçan): Mezarlığa dizilen tahta.
feretiko: Tezgâhta kendir ipiyle dokunan beyaz bez.
fi etmek: Sümkürmek (çocuklar için kullanılır).
fitra: Küçük mısır.
fitruka: Kestane. Filizlenmiş kestane.
fufudi: Sivilce.
fufuka, fufuku: Böğürtlen.
fuşçi, fuşki: Bok.
fraxti (frahti): Tümsek.
"E" harfinden bazı kelimeler
E harfinden bazı kelimeler
ebi sefer: Geçenki gibi, geçen sefer.
ebisoy: Başka türlü.
emice, emiže: Amca.
encami: İki şık arasında.
exçar (ehçar): Yaşlı.
érmeni: "Eşkıya" anlamında kullanılabilir.
esçemi, eskemi: İskemle.
ebi sefer: Geçenki gibi, geçen sefer.
ebisoy: Başka türlü.
emice, emiže: Amca.
encami: İki şık arasında.
exçar (ehçar): Yaşlı.
érmeni: "Eşkıya" anlamında kullanılabilir.
esçemi, eskemi: İskemle.
"D" harfinden bazı kelimeler
D harfinden bazı kelimeler
darlanmak: Sıkılmak.
darluk: Sıkıntı.
darni: Çatıarası.
digina (Laz.): Küçük sepet. (Lazca'da: t̆iǩina)
dişlemek: Isırmak.
diyanmak: Dayanmak.
domatis: Domates.
duz: Düzlük.
darlanmak: Sıkılmak.
darluk: Sıkıntı.
darni: Çatıarası.
digina (Laz.): Küçük sepet. (Lazca'da: t̆iǩina)
dişlemek: Isırmak.
diyanmak: Dayanmak.
domatis: Domates.
duz: Düzlük.
"Ç" harfinden bazı kelimeler
Ç harfinden bazı kelimeler
Çabe: Kâbe.
çaxala (çahala): Lahana.
çapros: Yamuk.
çaşutluk etmek (Uygurca): 1. Fesatlık etmek. 2. Çöpçatanlık yapmak.
çebair: bk. kebair.
çılıxta: Unla yapılan, hamsili, kavurmalı veya sade çeşitleri olan yemek. Lazca'da ǯilext̆a.
çoy: Köy.
çuncurita: İnce, ışığın etfında (küçük sürüler hâlinde) dolaşan minik bir sinek.
Çurt: Kürt.
Çabe: Kâbe.
çaxala (çahala): Lahana.
çapros: Yamuk.
çaşutluk etmek (Uygurca): 1. Fesatlık etmek. 2. Çöpçatanlık yapmak.
çebair: bk. kebair.
çılıxta: Unla yapılan, hamsili, kavurmalı veya sade çeşitleri olan yemek. Lazca'da ǯilext̆a.
çoy: Köy.
çuncurita: İnce, ışığın etfında (küçük sürüler hâlinde) dolaşan minik bir sinek.
Çurt: Kürt.
"C ve Ž" harfinden bazı kelimeler
C ve Ž* harfinden bazı kelimeler (*d ve z harflerinin birlikte söylenmesiyle elde edilir)
cağ: 1. Örgü şişi. 2. Şemsiye teli.
caris etmek: Bıkmak.
celep: Kavurma yapmak için alınan inek. Sütü sağılmaz.
coz: Göz.
cugal (Hemşin): Kazan.
cun: Gün.
cuneş: Güneş.
žağ: bk. cağ
žan: Can.
žame (came): Cami.
žazi (cazi): Kurnaz (kız).
žizlavit (cizlavit): Ayağa giyilen lastik.
cağ: 1. Örgü şişi. 2. Şemsiye teli.
caris etmek: Bıkmak.
celep: Kavurma yapmak için alınan inek. Sütü sağılmaz.
coz: Göz.
cugal (Hemşin): Kazan.
cun: Gün.
cuneş: Güneş.
žağ: bk. cağ
žan: Can.
žame (came): Cami.
žazi (cazi): Kurnaz (kız).
žizlavit (cizlavit): Ayağa giyilen lastik.
"B" harfinden bazı kelimeler
B harfinden bazı kelimeler
baluk: Balık.
başukari: Baş yukarı.
becit: Hemencecik.
bet: Çirkin.
beydava: Beddua.
beyinmek: Büyümek.
bi xova, xoviya, xoviye (hoviye): Hemencecik.
bile: Beraber.
binam: Yavrum.
boğanmak: Duygusallaşmak.
boğun: Bugün.
buldur sene: Geçen sene.
bulig (Hemşin): Kız.
bulme: Oda.
buzakluk: İnek rahmi.
baluk: Balık.
başukari: Baş yukarı.
becit: Hemencecik.
bet: Çirkin.
beydava: Beddua.
beyinmek: Büyümek.
bi xova, xoviya, xoviye (hoviye): Hemencecik.
bile: Beraber.
binam: Yavrum.
boğanmak: Duygusallaşmak.
boğun: Bugün.
buldur sene: Geçen sene.
bulig (Hemşin): Kız.
bulme: Oda.
buzakluk: İnek rahmi.
"A" harfinden bazı kelimeler
A harfinden bazı kelimeler
abril, ap̌ril (Laz.): Nisan.
abula: Abla.
acami: Hiç dışarı çıkmamış, bilgisi olmayan, câhil.
afkurmak: Havlamak.
aha na: "İşte bu, işte burada!" mânâlarına gelen bir ünlem.
altina: Altında.
antula: Uyuşuk, tembel.
ajdeğer: Ejderha.
ajlanmak, aclanmak: Acıkmak.
aposkal: Yapmakla mükellef olunan iş.
apsimati: Cansız, beyaz kıvılcım.
arkilanmak: Gerilmek.
aspuli: Deniz kabuğu.
Aşula (Hemşin): Ayşe.
ateiça: Ateş böceği.
ateşluk: Eski evlerde ateş yakılan yer.
atiçi: Yeni çiçek açan salatalık.
aykirilamak: Yan tarafa doğru gitmek.
aykiri almak:
aʒal (açal): Öküzün küçüğü.
abril, ap̌ril (Laz.): Nisan.
abula: Abla.
acami: Hiç dışarı çıkmamış, bilgisi olmayan, câhil.
afkurmak: Havlamak.
aha na: "İşte bu, işte burada!" mânâlarına gelen bir ünlem.
altina: Altında.
antula: Uyuşuk, tembel.
ajdeğer: Ejderha.
ajlanmak, aclanmak: Acıkmak.
aposkal: Yapmakla mükellef olunan iş.
apsimati: Cansız, beyaz kıvılcım.
arkilanmak: Gerilmek.
aspuli: Deniz kabuğu.
Aşula (Hemşin): Ayşe.
ateiça: Ateş böceği.
ateşluk: Eski evlerde ateş yakılan yer.
atiçi: Yeni çiçek açan salatalık.
aykirilamak: Yan tarafa doğru gitmek.
aykiri almak:
aʒal (açal): Öküzün küçüğü.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)