14 Nisan 2019 Pazar

Bazı bitkiler

Çaxala (çahala): Kara lahana. (Brassica oleracea Acephala)






Fufuku, fufuka: Böğürtlen. (Rubus)



Xaxali (hahali): Barbunya.






Lobya, lobiya: Fasulye. (Phaseolus vulgaris)
Koliva, lağus, fitra (küçüğü): Mısır.
Şokol: Mısır koçanının yaprakları.

Likapa: Yaban mersini. (vaccinum myrtillus) Yüksek oranda antioksidan içerir, yörede reçeli de yapılır.

Yeni eklenen kelimeler (14 Nisan 2019)

civilis etmek: Parlamak, parıldamak.
çikinar: 
drotsi: İri yarı, şişman, kilolu. Örn. Drotsi kadar adam. Drotsi gyot.
gözleri tsiyoslanmak, tsiyos etmek: Gözleri hafifçe kapanmak. Örn. Uykusi geldi, gyozleri tsiyos etti.
gudutsi baş: 
gyuneli: Güneşli.
isa tikmek: Kafayı takmak. Örn. İsayi tikti oa : Kafayı ona taktı.
kara ğuşinari: Kapkara. Örn. Hepten gyuneş yakti seni, oldun kapkara ğuşinari.
kexlitsa: İnce. 
kumberis etmek: Yorulmak. Örn. Oturdi oturdi da kumberis etti.
Voros: Gevşek, uyuşuk. Çok vorostu, konişmaa hali yok : Çok halsizdir.
lalpal: Biçare. Örn. Lalpal kaldi. Kötü bir olayla karşılaştı, ne diyeceğini bilemedi.
lokoti: Islak, lapa. Örn. 
lutsu lutsu: Kana kana. Örn. Lutsu lutsu içti Kana kana içti.
marmus (çıkmak): Başta şişlik, çıkıntı çıkmak. Örn. Gitti vurdi oni bi yere. Kafasina marmus çikti.
Mumuka: Beceriksiz, ne yapacağını bilmeyen. Örn. Hepten oldun mumuka. Mumuka gibi oturiyi (Birisi ona bir şey demiş, o da suspus, ne diyeceğini bilemeden oturuyor)
seğlem oğli seğlem: Dağınık kişi. Örn. Seğlem oğli seğlem oldun sen da! 
şornali şornali gezmek: 
trakamba: 
trakoma: 
tsağulis etmek: Bağırmak.
tsaks etmek: Yüksek sesle bağırmak. 
tsanlis etmek: Tırlatmak.
tsantsan etmek: Çok konuşmak, gevezelik etmek.
tsaxraç otu: Sulak yerde yetişen, kesildiğinde içinden akan süt deriyi yara eden bir ot türü.
tsaxra çevirmek: Dolap çevirmek. Örn. Kim bilsun ne tsaxra çevurdi.
tsaxraci: Her türlü numarası olan, dolaplar çeviren adam.

tsexlitsa: Bir ot türü. 
tsirakos etmek: Parıl parıl, ışıl ışıl parlamak.
xerk: Yabancı, el. Örn. Xerkun adami: Yabancı kişi.
xumxumiça: 
yangaz: Aksi, huysuz, gürültücü. Örn. Bebek çok yangazdu: Bebek çok ağlar, gürültücüdür.
zurtraçi: Dar, yapışık. Örn. Zurtraçi gibi şeyi geydun: Üzerine çok yapıştı, dar oldu.


Anlamını yazamadığımız kelimeler için yorumlarınızı bekliyoruz :)

11 Eylül 2014 Perşembe

Türkçe'de Olmayan Sesler ve Gösterilişi

Yörede, Türkçe'de olmayan 8 tane ses kullanılmaktadır. Bu sesleri de Laz Alfabesi'yle gösterebilmekteyiz, ki şu harflerle gösterilmektedir: Ğ, GY, X, Ǩ, KY, Ť, Ž, Ʒ'dir. Aynı şekilde, Türkçe'deki I, Ö, Ü seslileri de yörede görülmez veya nadir görülür. Şimdi bahsettiğimiz 8 sesi tanıyalım:

Ğ ğ: Türkçe'deki Yumuşak Ge harfiyle sadece şekilsel benzerliği vardır. Türkçe'dekinin aksine daha baskın bir telâffuzdadır. 

Örn: ğes Keskin soğuk - ğurti Kilolu, topluca.

GY gy: G (ince) ve y seslerinin birlikte söylenmesiyle elde edilir. Genellikle Türkçe'den geçen kelimelerde görülür.

Örn: gyul Gül - gyuneş Güneş

X x: Boğazdan çıkan hırıltılı ẖ sesidir. Arapça'daki 'خ' (hı) harfiyle aynı telâffuzdadır. Azerice ve Kürtçe'de de 'x' harfiyle gösterilmektedir.

Örn: xutumi Gırtlak borusu - xaxali Barbunya

Ǩ ǩ: Fırlatmalı 'k' sesidir. Lazca'dan geçen bu ses, Türkçe'deki 'k' sesinden biraz daha kalındır.

Örn: ǩizletmek Birinden saklamak - ǩiti ǩiti Yavaş yavaş, ağır ağır.

KY ky: K (ince) ve y seslerinin birlikte söylenmesiyle elde edilir. GY sesi gibi genellikle Türkçe'den geçen kelimelerde görülür.
Örn: kyoy Köy - kyebair Çok büyük


Ť / ť: Türkçe'deki t'den biraz daha sert söylenir.
Örn: lia Bir çeşit ot - iǩani Keçi

Ž ž (ʣ): D ve z seslerinin birlikte söylenmesiyle elde edilir.

Örn: žazi Kurnaz (kız) - žizlavit Ayağa giyilen siyah lastik.

Ʒ ʒ (ʦ): T ve s seslerinin birlikte söylenmesiyle elde edilir.

Örn: ʒaʒa Yaprak - ʒupi Çalı


Burak Çomoğlu

29 Ağustos 2014 Cuma

Yeni eklenen kelimeler (29Ağustos14)

beydava: Beddua.
ʒaʒa (çaça): Yaprak.
ʒaxra (çahra): Cevizten imal oyuncak.
ʒapula (çapula): İleri geri konuşan.
ʒixa (çiha): Bir tür kuş.
ʒuxa (çuha): Kışın kadınların giydiği kazak.
encami: İki şık arasında.
feʒan (feçan): Mezarlığa dizilen tahta.
gerdel: Hayvanlara yem konulan kap, kazan.
ğaʒo (ğaço): Çekirge kuşu. Atmaca tutmak için ağa konulur.
xamuʒara (hamuçara): Çilek.
xanker (hanker): Paslanmış, işi bitmiş.
xep yemek: İlaç almak, yutmak.
xerteş, xertoş (herteş, hertoş): Kepek.
xoşmer (hoşmer): Mısırunu muhlaması.
iskarpin: Ayakkabı.
kesilmek: Kurban olmak (bkz. ünlemler)
krizma etmek: Derin kazmak.
kokali: Dizden aşağısı.
kopadi: Kendir ipi.
korme, kormi: Kütükten oturak. Tabure.
kuʒkun (kuçkun): Kalça.
kuʒkun kirilmasi: Kalçaların ağırması.
kukari: Eğri.
kukudi: Baykuş (?).
kumbuli: Tepeleme doldurma. /^\  <<bu şekilde.
kumişi: Kestanenin dikenli dış kısmı.
laplup atmak: İleri geri konuşmak, atıp tutmak.
lenger: Bakırdan yapılmış büyük sahan.
maraz: Epilepsi.
mizari: Cevizin dış (yeşil) kabuğu.
mol (l harfi kalın): Ağaç budaması, alaf (Hem.)
mux (muh) burn: Uzun burun.
mux (muh) baş: Sivri baş.
muşmulla: Yenidünya.
nayla (Laz.): Serander, evlerin dışında bulunan tahtadan imal yapı, kiler.
pelkyi, pelki: Pileki.
pelit: Peynir koloti.
peton: Beton.
pezmurde: Pejmürde.
pifoli (Laz.): Fol, tavuğun yumurtlaması için (tavuğun yumurtladığı yere) bırakılan tek yumurta. (Lazca'sı: p̌ifoli)
puli: Civciv. (Lazca'da: p̌ulina, p̌uliǯa, ǯip̌uli)
purde: Üzümleri yiyen, gelincikten küçük fareye benzer bir hayvan.
raxna ketane: Örümcek ağı.
seyreklemek: Ekini ayıklamak.
sitluk: Islık (çalmak).
taxra (tahra) burn: Eğri burun.
uyuğu gelmek: Uykusu gelmek.
zerdali: Tüysüz sert şeftali, nektar.

13 Temmuz 2014 Pazar

Lazca'dan geçen bazı kelimeler

abril, ap̌ril: Nisan.
3ağana, 3ağanoz (çağana, çağanoz): Yengeç. (Lazca: ç̌ağana)
3i3ili (çiçili): Solucan.
ğezep (Laz.): Baş belâsı.
horum, xorum: Rum. Lazca'da "Yunan" anlamında da kullanılır.
xoxol (hohol) olmak: Birbirine karışmak, içiçe girmek.
xoxori (hohori): Karışmış, birbirine dolanmış.
Xustiyana (hustiyana): Aralık (ayı).
kopel, kopeli: Anası babası belli olmayan, piç.
kotori: Sıçmak.
laxo (laho): Mezgit.
lobiya: Fasülye.
Mapavri: Çayeli.
puğar: Pınar, çeşme.
raxna (rahna): Örümcek.
timya: Az, nadir bulunan. Çok olmayan. (Örn. "Timya midu, az daha koy da!?" bir yemek az konulduğunda, yemeği koyana kızma ifadesidir.)
viʒe (viçe): Fındıklı ilçesi.

Yeni eklenen kelimeler (13Temmuz14)

aposkal: Yapmakla mükellef olunan iş.
apsimati: Cansız, beyaz kıvılcım.
ateşluk:
 Eski evlerde ateş yakılan yer.
atiçi: Yeni çiçek açan salatalık.
aykirilamak: Yan tarafa doğru gitmek.
aykiri almak:
aʒal (açal): Öküzün küçüğü.
başukari: Baş yukarı.
becit: Hemencecik.
bet: Çirkin.
beyinmek: Büyümek.
binam: Yavrum.
boğanmak: Duygusallaşmak.
boğun: Bugün.
buzakluk: İnek rahmi.
caris etmek: Bıkmak.
celep: Kavurma yapmak için alınan inek. Sütü sağılmaz.
çaşutluk etmek (Uygurca): 1. Fesatlık etmek. 2. Çöpçatanlık yapmak.
3ixa (çiha): Alakarga.digina (Laz.): Küçük sepet. (Lazca'da: t̆iǩina)
fufudi: Sivilce.
hafta:Semt pazarının kurulduğu gün.
haloti: Balgam.
xon etmek: Yakmak.
kamli: Çay filizi.
kukari: Ucu çatallı değnek.
kumuşi: Kestane kabuğu.
kupli: Kilit, asma kilit.
kuplika: Hıçkırık.
kutali: Sopa, odun parçası.
ǩevi [Arp. (قويّ)'den]: Sağlam.
mux (muh): Çivi.
piştof: Tüfek, tabanca.
pormo: Erken alınan (sürüm).
puli: Bebek.
puur3e (puurçe): Soya fasulyesi.
sumarluk: Geç alınan (sürüm).
sumara kalmak: Geç kalmak.
tamli: Çay bitkisi.
tikilamak: Teşvik etmek.
vardani göz: İri göz.
usti donmek: Başı dönmek.

26 Mart 2014 Çarşamba

"Ʒ" (ts/ ç) harfinden bazı kelimeler

Ʒ* harfinden bazı kelimeler (*t ve s harflerinin birlikte söylenmesiyle elde edilir.)

ʒaʒa (çaça): Yaprak.
3afi (çafi): Gübreleri atmak için kullanılan dişli kürek.
3afilamak (çafilamak): Tırmalamak.

3ağana, 3ağanoz (çağana, çağanoz) (Laz.): Yengeç. (Lazca: ç̌ağana)
ʒaxra (çahra): Cevizten imal oyuncak.
ʒapula (çapula): İleri geri konuşan.
3engla (çengla): Şımarık, erkeklere kuyruk sallayan kız.
3i3ili (çiçili) (Laz.) : Solucan.ʒixa (çiha): Alakarga.
3itari (çitari): Horozun ibiği.

ʒuxa (çuha): Kışın kadınların giydiği kazak.
3upi (çupi): Çalı.